7 Mayıs 2015 Perşembe

Mozaik nedir? Nasıl yapılır?

Küçük, renkli parçaların taraf yana yapıştırılmasıyla elde edilen resimlere mozaik denir. Bu parçalar genelde cam, renkli taş, kiremit benzeri malzemelerden meydana gelir.

Mozaik taşları, taşın gövdesi ve üstündeki giz olmak üzere iki ayrı kısımdan meydana gelir. üzerindeki sır, parlak ve zamana dayanmasını sağlayacak kısımdır fakat bazı mozaiklerin parlak sırları yıllara dayanamamıştır. Eski mozaiklerin yıpranmasının bir sebebi de yapıştırma yoluyla resme yerleştirilmiş olan parçaların yapıştırıcı madde bozulunca kopup dökülmesi.



Mozaik taşları genel olarak kaolin, kil gibi maddelerin yüksek sıcaklıkta pişirilmesi ve üzerlerine silisyumlu bir sır tabakası eklenmesiyle elde edilir. Bu renkli parçacıkların yan yana dizilip yapıştırılmasından da mozaik resmi ortaya menfaat. Bunun için iki usul kullanılmıştır. biri, mozaiklerin doğrudan doğruya duvara, yere, önce yapıştırıcı madde sürülerek teker teker konulup işlenmesidir. Buna direk doğruya “mozaik işlemek” denir. Bu daha çok sanat eserlerinde kullanılan bir usul olmakla birlikte çok aşırı emek ister. ikinci usulde ise mozaik taşları öncelikle ya bir kartona, ve ya kalınca bir kağıda tersinden dizilip yapıştırılır. Sonra blok halinde asıl yerine yapıştırılarak sabitlenir. ıslatılan kağıt, sabitlenen mozaik yüzeyinden ayrılır. Bu daha aşırı yapı işlerinde kullanılan pratik bir usuldür.

Tarihte Mozaik

Mozaik sanatının kökleri Romalılar’a dayanır. Romalılar yapıların döşemelerini, duvarlarını, hatta kubbelerini geometrik kesilmiş renkli mermer taşlarından oluşan mozaikle kaplarlardı. ilk zamanlar, sadece renkli mermerler kullanılırken sonradan kiremit parçaları, renkli camlar da kullanıldı. Roma devrinden bugüne kalan en mühim mozaik, Pompei’deki Fauna villasında bulunan “ıssus Savaşı” sahnesidir.

Mozaik sanatının en güzel örnekleri Hıristiyanlık’ın ortaya çıkmasıyla verilmeye başlanmıştır. Dini sahneler, kilise duvarlarına mozaik usuluyle resmedildi. Bunun en güzel örneklerinin ilki, Roma’daki San Pietro Kilisesi’nde bulunuyor. imparator Konstantius zamanında da istanbul’daki, Kudüs’teki kiliseler mozaiklerle süslenmiştir. istanbul’daki Ayasofya, Kariye bunun gibi sonradan cami ve müze biçimine getirilen kiliselerde dünyanın en güzel mozaikleri vardı.

şehir Müslümanlar’ın eline geçip de bu kiliseler camiye dönüştürülünce, bir resme bakarak namaz kılmak günah sayıldığı için mozaikler kalın bir sıvayla kapatıldı. Böylece, Bizans mozaikleri bu şekilde günümüze kadar korundu. Son yılllarda yapılan çalışmalarla sıva tabakaları kaldırıldı ve altındaki müthiş mozaikler gün yüzüne çıktı.

öte yandan tüm batı Anadolu kıyılarındaki eski Roma şehirlerinde ev döşemelerinin mozaikli olduğunu işaret eden kalıntılara da bugün rastlanmaktadır. Birkaç metre toprak altında, olduğu gibi duran bu mozaik döşemeler zaman süre araştırmacılar vasıtası ile ortaya çıkarılıyor.

Mozaik sanatının gerilemesine ev ve saray döşemelerinin daha ucuza mal olan daha kocaman taşlar ve mermerlerle döşenmesi sebep oldu. Rönesans, mozaik sanatını yine canlandırdı, Venedik’te bir mozaikçilik okulu kuruldu. Papa Vııı. Clementi, sanatın en ünlü ustalarını Roma’ya topladı. San Pietro Kilisesi’nin kubbesini onlara süsletti.

Dünyada mozaik eserlerinin en güzelleri kuzey italya Ravena’daki kilisede, Sicilya’daki Palermo Kilisesi’nde ve Palermo yakınlarındaki Monreale Kilisesi’nde rastlanır.

Türkiye’deki Mozaik Müzeleri

Büyük Saray Mozaikleri Müzesi
istanbul Sultanahmet Meydanı’nındaki Arasta Pazar’da yer alan mozaik müzesinin binası, üzerine Sultanahmet Camii çarşısı’nın yapıldığı Büyük Saray’ın (Bukaleon Sarayı) tabanı mozaiklerle kaplanmış olan peristil (ortası açık sütunlu avlu) bölümünün kalıntıları üzerine inşa edilmiştir. Peristilin öteki bölümlerine ait mozaikler de bulundukları yerden müze binasına getirilmiştir.

1953 yılında istanbul Arkeoloji Müzeleri’ne bağlı şekilde açılan Büyük Saray Mozaikleri Müzesi, 1979 yılında Ayasofya Müzesi’ne bağlandı. 1982′de Anıtlar ve Müzeler genel Müdürlüğü ile Avusturya Bilimler Akademisi içinde yapılan bir antlaşmayla gerçekleşen son restorasyonun 1987′de bitmesiyle, müze bugünkü halini aldı.

Gaziantep Arkeoloji Müzesi
Gaziantep Arkeoloji Müzesi, 1944 yılında cumhuriyet devrinin ilk arkeologlarından Sabahat Göğüş vasıtası ile kurulmuştur. Başlangıçta Nuri Mehmet Paşa Camii’nde hizmet verici müze, 1969 yılında küçük bir şehir müzesi niteliğindeki binasına taşınmıştır; 2005 yılında ise ilave binası hizmete girmiştir. ilave binasında büyük bölümü Zeugma antik kentinden çıkarılan mozaik panolar, heykeller, steller sergilenmektedir. Müzenin içindeki etnografya bölümü, Hasan Süzer Etnografya Müzesi’ne taşınmıştır. Gaziantep Arkeoloji Müzesi 2011 yılında, 1700 metrekarelik mozaik ile Dünya’nın en büyük mozaik müzesi olma özelliğini taşıyan Zeugma Mozaik Müzesi’ne taşınmıştır.

Gaziantep ili ve çevresinde bulunan arkeolojik eserlerin sergilendiği müzede 2005 yılından bu güne, Zeugma antik şehrinde bulunan villalardan çıkartılan mozaikler sergilenmektedir.

Hatay Arkeoloji Müzesi
ilk olarak Asi Nehri kenarındaki Antakya Cumhuriyet Alanı’nda yer saha ve aktif bulunduğu dönemde dünyanın en büyük üçüncü mozaik müzesi olan Hatay Arkeoloji Müzesi, önemli bir mozaik eser koleksiyonuna sahipti. Müzede Hitit, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait olan ve çoğunluğu 1932-1939 yılları arasında yapılan kazı çalışmaları sonucu Harbiye, Antakya, Atçana, Seleukia Pieria ile iskenderun’da bulunmuş eserler sergilenmekteydi. Hatay Arkeoloji Müzesi koleksiyonu sekiz sergi salonu ve bahçesinde sergilenmekteydi. Eserler bulunduğu mekanlara müsait olarak düzenlenmişti.

yapı çalışmaları, 1932 yılında Antakya ve çevresinde başlayan kazı çalışmalarından esinlenerek ve de Fransız arkeolog M. Prost’un tavsiyesi üzerine başlatılan müze binası 1938 yılında tamamlandı. Müze, 23 Temmuz 1948 tarihinde hizmete açıldı. 1975 yılında bir revizyondan geçti.

Yapımına 2011 yılında başlanan yeni müze; yekün 32.754 metrekare kapalı piyasa, on.700 metrekare sergi piyasası ve 3500 metrekare sergilenen mozaikle dünyanın en büyük mozaik müzesi olacak biçimde inşa edilmiştir. Yeni müze binası 28 Aralık 2014 tarihinde düzenlenen resmi törenle zamanın başbakanı Ahmet Davutoğlu sebebi ile açılmıştır.

4 Mayıs 2015 tarihinde basında yer piyasa haberlerde atama esnasında yapılan restorasyonlarda büyük hatalar ve kayıplar olduğu iddia edilmiştir. Bunun üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada müzede devam eden restorasyonlar yüzde yüz iptal edildiği ve inceleme komisyonu kurulduğu açıklanmıştır.

Misis Mozaik Müzesi
Misis Mozaik Müzesi, Adana’nın Yüreğir ilçesine bağlı Misis Beldesi’nde, 1959 yılından buyana faaliyette olan ve arasında Misis Antik Kenti’nden kalma 4. yüzyıl sonlarına ait bir tapınağın zemin mozaiklerinin sergilendiği müzedir. Adana Arkeoloji Müzesi’ne bağlı olan müze, Adana’ya 26 kilometre uzaklıktadır.

Misis Antik kenti sınırları içerisinde yer saha bazilikaya ait zemin mozaikleri 1956 yılında Misis Höyüğü’nde kazı yapan Alman arkeoloji heyetinden Prof. Dr. H. Theodor Bossert ile Dr. Ludwig Budde nedeni ile ortaya çıkarılmıştır. Müze höyükten çıkarılan mozaikleri korumak amacıyla kurulmuştur. Bizans devrine ait mozaiklerde Nuh’un tufan esnasında gemisine aldığı hayvanlar betimlenmiştir. Mozaiğin tam ortasında bir masa ve ya sehpa halinde yapılmış bir kümes ve etrafında Nuh Peygamber’in tufanda gemisine aldığı 23 tane kuş ve kümes hayvanları, bu grubun etrafında ise vahşi ve evcil hayvanlar yer almaktadır. Müzenin duvarları ışığı geçirecek şekilde cam tuğlalardan oluşmuştur.

Zeugma Mozaik Müzesi
9 Eylül 2011 tarihinde Gaziantep’te açılan ve 1700 metrekarelik mozaik ile Dünya’nın en büyük mozaik müzesi olma özelliğini taşıyan Zeugma Mozaik Müzesi, ziyarete açık olduğu ilk bir gün boyunca 3000′in üstünde ziyaretçi ağırlamıştır.

Gerek mimarisi, gerekse teknolojik anlamda dünyanın önde gelen müzelerindendir. iki bin yıllık mozaiklerin yıllar arasında define avcılarının talanıyla eksilen parçaları, lazer sistemiyle görüntü şekilde tamamlanmaktadır. 3 blok şekilde inşa edilen Zeugma Mozaik Müzesi, mozaik ve arkeoloji müzeleriyle sergi ve konferans salonu olarak hizmet vermektedir. Müzede Zeugma’dan gelen on üç renk armonisinden oluşan mozaikler sergilenir. bununla birlikte dünyaca meşhur “çingene Kızı” mozaiği burada sergilenmektedir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder